14 yaşındaki Yiğitcan C, dönme İzmir Bayraklı’dahi Postacılar Mahallesi’ndeki parka gitti.
Ayrımsız tecrübe tanığının anlatımına bakarak Yiğitcan’ın elinde al ve solgun renklerde üç çakmak gazı tüpü vardı. Kimi Zaman oturuyor, bazen ayağa kalkıyordu. Tüplerin hicap kısımları çıkarılmış vakit kaybetmeden pipet kısmı vardı. ara sıra erkeklik organı kısmında doğal gaz çekiyordu.
“İKİ POLİS DAHI BİBER GAZI SIKTI”
Benzeri müddet sonra iki polis güçleri geldi. Algın olan polis çocuğa doğru eğildi. Elini omuza koyunca Yavru gürpedek, polise, “Ananızı s…, o… çocukları” diyerek bağırarak ayağa kalktı. Çifte, zor sallamaya başladı. İtiş kakış yaşandı. Polis Güçleri çocuğu yere yatırdığı tam ikinci polis geldi.
Rastgele iki polis güçleri birlikte yerde yatan çocuğu biber gazı sıkmaya başladı.
Bundan sonrasını polislerden biri ifadesinde şöyle anlattı:
“Yerde yatarken dem almakta ağırlık çektiğini fark ettim. Bunun konusunda kol arkadaşım elini Yiğitcan’ın ağzına götürerek boğazının zarfında olan dilini dışarı akıllıca çekti ve çağ almasını sağlamaya çalıştı. Ego şahsın kafasını yan çevirdim. Bilahare telsiz ve telefonla 112’yi çağırdık.”
112 geldiğinde çocuk yerde yatıyordu, solunum, kan dolaşımı ve bilek damarı yoktu.
ÇOCUK KOKU ALAMADI
Ihtisas masajı yapıldı, damar yolu açıldı, adrenalin verildi ancak son alınamadı. Yavru hayatını kaybetti.
Polislerin yargılanması için vacip sormaca izni birlikte verilmedi. Karı, itirazları bile reddedilince Esas Mahkemesi’hangi ferdî başvuruda bulundu.
“BİBER GAZININ ÖLÜMLERE HASTALIK OLABİLECEĞİ BİLİNİYOR”
Faziletli Mahkeme şu belirleme ve değerlendirmelerde bulundu:
Polisin ağır kullandığında tıpkısı ikilik yoktur. Polis Güçleri memuru elini çocuğun omzuna koyması üzerine, çocuk bundan kurtulmak üzere adım yapmış, polis bile elini çekmiştir. Çocuğun ayağa kalkması üstüne yanlar birbirlerini iteklemeye başlamış, birbirlerine sarılarak yere düşmüşlerdir. Çocuğun direnmesi konusunda polis güçleri bir fıs biber gazı sıkmıştır. Deneyim tanığı iki memurun bile biber gazı sıktığını argüman etmiş ise de bu çelişkinin giderilmesi üzere tanığa veya memurlara bu konuda soru sorulmamıştır. Temel Mahkemesi geçmiş kararlarında polisin biber gazı kullanımına ait incelemelerde Türk Tabipler Birliği’nin yayımladığı bilgelik notunda, biber gazının teneffüs darlığı, bulantı, gaseyan, tahriş, başkaca çocuklarda, yaşlılarda, gebelerde, vakayiname rahatsızlığı olanlarda ölüme bozukluk olabileceği dikkate alınmıştır.
“YAVRU YERDE YATIYOR, SİLAHI VB. BULUNMAYAN”
Manşet görevlilerinin iki hayat olması, kendilerine alın direnen ölenin bu sırada yerde yatıyor olması ve bunlardan henüz önemlisi 14 yaşında bire bir çocuk olması, sahip olduğu fiziki güç ile zırh yahut zırh muazzez bire bir çevik vasıtası taşıdığı yönünde bire bir şüphenin olmaması dikkate alındığında kolluk görevlilerinin çocuğun kaçmasını veya dayanım göstermesini engellemeleri üzere mütenavip tedbirleri almalarının olabilir olduğu anlaşılmıştır. Tıpkı eksantrik deyişli 14 yaşında olup silah ve benzeri tıpkısı vasıtaya da erbap olmayan bir çocuğun yaratacağı tehlikenin bedeni bilek itibarıyla da çocuğa göre rastgele biri ayrı ayrı avantajlı olan iki manşet görevlisi marifetiyle önlenemeyecek, müdahalede daraç kalınacak düzeyde olması düşünülemez. Bu nedenle manşet görevlisinin çocuğa karşı biber gazı yolmak aracılığıyla maddi gösterişli kullanmasının uygun olduğundan saraka edilemeyecektir. Nedeniyle kolluk görevlisinin başvurucuların yakınının ölümüne etkisi olan biber gazı kullanması şeklindeki müdahalenin mütenasip olmadığı kanaatine varılmıştır. Havza İdare Mahkemesi makul tereddüt bulunmadığını belirterek anket izni verilmemesine dayalı karara yapılan itirazın reddine karar vermiştir. Fakat bu karar kül bulguların kapsamlı ve tarafsız bir analize dayalı olması gerekliliğini karşılamadığı, hayat hakkına müteveccih müdahalenin endazeli aynı müdahale olup olmadığına yönelik tıpkısı değerlendirme içermediği, bu değerlendirmelerin üstelik vadi alabileceği ayrımsız anket ve gerektiğinde takip yapılmasını engellediği anlaşılmıştır. Açıklayan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine değişmeyen verilmesi gerekir.
BUYRUK: YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ, 225 BİN TL TAZMİNAT
Esas Mahkemesi şu hükmü kurdu:
Dirim hakkının maddesel ve usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın AKSEPTANS EDİLEBİLİR olduğuna,
Anayas’nın 17. maddesinde garanti altına alınan hayat hakkının maddi boyutunun ve usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE
Kararın tıpkı örneğinin hayat hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla lazım işler cereyan etmek üzere İzmir Toprak İdare Mahkemesi 1. İdari Sevgili Dairesi’hangi GÖNDERİLMESİNE,
Başvuruculara açık 225 bin TL manevi TAZMİNAT ödenmesine,
Kararın tıpkısı örneğinin Hak Bakanlığı’na gönderilmesine,
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.