‘Büyük Taarruz’dan Mütareke’ye: 100. Yıl’ sempozyumunda Milli Mücadele anlatıldı

‘Nazik Taarruz’dan Mütareke’ye: 100. Yıl’ sempozyumunda Milli Uğraş anlatıldı

İSTANBUL – İstanbul Ziyalı Üniversitesi’nde “Nazik Tecavüz’dan Mütareke’ye: 100. Sene” mevzulu bilgi şöleni düzenlendi.

“Nazik Hücum’dan Mütareke’ye 100. Sene” mevzulu sempozyum, İstanbul Okumuş Üniversitesi Fehmi Büyükbayram Salonu’nda başladı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Prof. Dr. Recep Karakaya’nın başkanlığında yapılan önceki oturumda Dr. Öğr. Üyesi Alihan Limoncuoğlu, Milli Mücadele döneminde Sakallı Nurettin Paşa’nın rolüne değindi. Sakallı namıyla tanıdık Nurettin İbrahim Konyar Vakur’nın Milli Savaş’bile birçok koca görevde yer aldığına vurgu işleyen Limoncuoğlu, “Bu savaşta birçok cephede hem iç isyanların bastırılmasında hem birlikte alelhusus Garp Cephesi’nde şanlı görevlerde bulunmuştur. İzmir obstrüksiyon olurken Ege’dahi mevcut Konyar, henüz sonraları Koçgiri ayaklanmasının bastırılmasında görev almış, henüz sonraları üstelik İzmir’in Palikarya işgalinden kurtulmasında, alelhusus da Balaban Saldırı’da kocaman aynı fariza almıştır. Bunun akabinde Marmara’nın şark bölgesine konuşlanıp, burada eke ayrımsız alım çalım üstlenmiştir” ifadelerini kullandı.

Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Selcen Korkmazcan ise, “İtilaf Devletleri’nin 1922 Baharında Bırakışma ve Sulh Teklifleri” başlıklı sunumunda, “Milli Savaş sırasında TBMM hükümeti ve Türk ordusu siyasi ve askeri ağır kazandıkça İtilaf Devletleri’nin nehiy ve görmezden gelmeye çalışmalarının mümkün olmayacağı anlaşılmaya başlanmıştır” dedi.

Sakarya Vadi Muharebesi’nin ardından Ankara’nın mütezayit gücünün İtilaf Devletleri’nin Türkler için planlanan barış tekliflerini gözden geçirmesine hastalık olduğuna değinen Korkmazcan, ” Paris’te hazar koşullarının eskimemiş bire bir toplantıda ele alınması kararı bırakılmış, görüşmeler değişik aksaklıklar dolayısıyla 1922 baharında gerçekleşmiştir. Hariciye Vekili Yusuf Kemal Satma başkanlığındaki TBMM heyetinin Londra ve Paris’te gerçekleştirdiği temasların ardından 22 Mart 1922’üstelik yapılan mütareke önerisinin ardından cevabı bile beklenmeden barış antlaşması teklifi hazırlanmıştır. 1922 baharında TBMM, diplomasi ile Anadolu’nun boşaltılmasını sağlamaya çalışmış, bu İtilaf Devletleri’nce kabul edilmese de Türklere hayat hakkı tanımayan önceki hazar taslaklarından farklı ayrımsız öneri, taarruzu erteleyebilir evet dahi engellenebilir düşüncesiyle İtilaf Devletleri eliyle hazırlanmıştır. İtilaf Devletleri’nin tutumu, TBMM’nin gücünü çıplak itidalli koymakla bu arada teklifte vadi düz hususların stabil dokunaklı saldırı ile hangi şekilde farklılaştığı dahi gözden kaçmamak gerekir kim bu nitelik bile Şişman Atak’un önemini bire bir kat henüz hatırlatmaktadır” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Abdurrahman Bozkurt ise “Mudanya Mütarekesi Doğrultusunda Maşrık Trakya’nın Müttefikler Tarafından İşgali ve TBMM’nin Devri” antetli sunumunda, “Bağlaşık devletleri, Yunanlıların çekilecekleri Maşrık Trakya’yı düzenlenen bir şekilde TBMM’hangi devren Lozan Konferansı’nı problemsiz aynı şekilde başlatmayı düşünüyorlardı. Doğu Trakya’daki iç dinamikler ve demografik elektrik nedeniyle tahliye süreci beklendiği kabil sorunsuz gerçekleşmedi. Mudanya Mütarekesi doğrultusunda Şarki Trakya’nın Yunanlar eliyle tahliyesi, müttefik kuvvetlerce ve TBMM’ye teslimi aşamasında yaşanan tartışmalara odaklanarak süreci incelemeyi hedeflemektedir” dedi.

Birinci oturumun sonuç konuşmacısı olan Doç. Dr. Tuğba Eray Biber, “Giresunlu Topal Osman Ağa’nın Gün Batısı Cephesindeki Faaliyetleri” antetli sunumunda Milli Savaş döneminde Karadeniz Bölgesi’nde Küçük Asya faaliyetlerine cebin savaş eden Giresunlu (Topal) Osman Ağa’nın Pontus örgütlenmesine karşı faaliyetlerde kâin eke bir âdemoğlu olduğuna değinerek şunları kaydetti:

“19 Mayıs 1919’üstelik Mustafa Eksiksizlik Ağır’nın Samsun’a 9. Ordu Müfettişi namına görevlendirilmesi, var olan mücadelenin henüz da örgütlenmesinde bire bir dönüm noktası oldu. Mustafa Kemal Kâmil’nın bölgede önceki bağlantı kurduğu kişilerden biri Osman Ağa’ydı. Mustafa Eksiksizlik Vakarlı ilerleyen süreçte Osman Ağa’evet Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi’ni kurdurdu. Milli Uğraş yıllarının askeri anlamda yeryüzü önemli mevkii Mağrip Cephesi’ydi. Giresun gönüllü alayları da Batı Cephesi’nde görevlendirildi. Palikarya ordusu, Mangal Dağı’na saldırdı. Üzücü altında mütezayit askerler zayiat verdi ve bayır boşaltıldı. Sair taraftan Osman Ağa’nın adamları, süngüleri olmadığı için bıçaklarıyla düşmana alın uğraş vererek efsaneleşti. Giresun’dan mevrut gönüllü alayların nazik kısmı şehit düştü.”

Planlı sempozyumun 2. oturumunda “Büyük Taarruz”, 3. oturumunda ise “Milli Uğraş ve Azınlıklar” başlıklı konuşmalar gerçekleştirildi.

Share: