Çambükü Köylüsü, Amasya Valisi’ne Sökülmüş Ongun ile Seslendi: “Bu Kökler Birçok Senede Toprağa Esas Veriyor? Bu Kiraz Ağacının Günahı Sana Sorulsun”

GENÇAĞA KARAFAZLI

Amasya’nın Taşova ilçesine vabeste Çambükü Köyünde mera alanlarına Organize Uran Bölgesi (OSB) yapılmasına reaksiyon gösteren kadınlar, bu hafta sonu da mukavemet ateşini yakarak yetkililere ulaşmaya çalıştı.  Dozerlerin söktüğü kiraz ağacını gösteren benzeri eş, ismini vermeden Amasya Valisi Mustafa Masatlı’evet seslendi. Avrat, “Bu usul kaç senede toprağa nesep veriyor? Bu kiraz ağacının günahı sana sorulsun, bu köklerin günahı sorulsun sana. Çocuklarımıza bir tane semere yedirmeye bir ağacımızı bırakmadın. Bizim köyümüz o büyüklüğünde uzakta değil, bize de gel köyümüz o kadar uzak üstelik değil, köyümüze bak bize de semere dağıt” diye konuştu.

Çambükülü kadınlar, “Çambükü bizimdir bizim kalacak”, “Havama, suyuma, toprağıma tuşe”, “Türe, ülfet, adalet” sloganlarıyla otlak alanlarında köklerinden sökülen sonuç ağaçlarının başında diken çırpıyla şiddetli yakarak ısındı, tepkilerini dile getirdi. Kadınlar Amasya Valisi Mustafa Masatlı’yı eleştirirken şunları söylediler:

“SAYIN VALİM YETMEDİ Mİ BU EZİYET?”

“Toprağımızı kapkara yerey ettiniz, koyunlarımız kaldı. Sürücü koyunları getirdi kişmiri toprakta döndürüyor, gitmeye yerimiz bulunmayan. Sayın Valim yetmedi mi bu işkence? Şita haset tümce evinde oturuyor tığ tarlalarda oturuyoruz. Tek madde istemiyoruz yalnız toprağımızı istiyoruz.

“ÖLENE BÜYÜKLÜĞÜNDE TOPRAĞIMIZI KORUYACAĞIZ”

“Kepçeler dozerler gitti ama tığ Çambükü kadınları kendisine ateşimizi yaktık toprağımızın başında bekliyoruz. Toprağımızı simsiyah ettiler ne dikme bıraktılar hangi bire bir madde, ama biz mücadelemizi bırakmıyoruz, mücadeleye bitmeme. Hangi toprağımıza dokunsunlar ne havamıza ne suyumuza hiçbir şeyimize dokunmasınlar, tığ istemiyoruz. Tığ toprağımızı koruyoruz, bitmeme edeceğiz ölene büyüklüğünde bile koruyacağız, tığ bu topraktan geldik toprağa döneceğiz. Mezarlığımız şurada alacakları yer de burada, bire bir aşama var arada. Sayın (Amasya) Valimiz bize bunu yerinde görüyor.

“BELEDİYE BAŞKANI ‘İKİ ÇEVRIM SONRADAN GELECEĞİM’ DEDİ BİR AYDIR BEKLİYORUZ GELECEK DİYE”

“Kar de yağsa kış de gelse bu toprakta oturacağız. Sayın valiye üstelik sesleniyorum, şehremaneti başkanına dahi sesleniyorum. Uray başkanına gittik ‘İki devir sonralari Çambükü’ hangi geleceğim’ dedi. Yanına gidiyoruz kapıyı açmıyor bize. Ayrımsız ay oldu bekliyoruz yanımıza gelecek diye. Bu belediye başkanının derdi hangi? Bu civarda düz kalmadı da Çambükü’nde mi saha kaldı. Biz böyle belediye reisi görmedik. Organize Endüstri istemiyoruz.”

“NAZIK DEVLETİM ATADIĞIN VALİ BİR HİÇ IÇIN BİR KÖYÜ YOK ETTİ”

“Balaban devletim senin atadığın Ilbay, Tarım Bakanı şüphesiz Türkiye amacıyla uğraşıyorsa, tığ birlikte Türkiye için ululuk amacıyla budun üzere bu topraklarda çalışıp üretiyoruz, kazanıyoruz. Kazanmak ve hatırlamak istiyoruz. Amma atadığın sayın Vali ayrımsız OSB uğruna benzeri köyü tek uğruna yok etti, karaladı. Türkiye’de OSB’ye gerekseme varsa, Türkiye’nin ayrımsız o kadar dahi kurak ve kalıpsız kıyafetsiz toprakları var. Bire Bir şey yapılırken evvel bakılır, gidip yeri görülür, insanlarına tıpkısı sorulur. Amma bizleri koca hesabına koymadan hemencecik dozerlerle ve askerlerle OSB yapmaya karar verdiniz. Sayın valim Amasya’ya kuşburnu dağıttı kiraz dağıttı, Çambükü’nün yüzlerce fidanını, ağacını, kırk yıllık cevizini bulunmayan etti.

“İNSANLIĞINIZDAN UTANIN KIŞ HASET BU ANALARI HANGI HALE SOKTUNUZ”

Devletin seçtiği koltuğunda oturanlar rahat oturmasın, burada mazlumların ahı var. Uray başkanım, muazzam Taşova’yı yönetiyorsun köylere gelip bakmıyorsun, karalıyorsun. Eyvah sen da insansın senin de kalbin var. Bu anaları bu kadınları şita günü bu arkaç soktunuz utanın. İnsanlığınızdan utanın eyvah değil mi bizlere? Bizim suçumuz ne, şita haset topraklarda geziyoruz soğukları yiyoruz. Hayvanlarımız açgözlü kaldı, yoncamızı söktünüz, mısırlarımızı söktünüz, fidanlarımızı söktünüz, meyvelerimizi bulunmayan ettiniz. Gelecek yıl baharda bu hayvanların yiyeceğini kim verecek?

“BEN HAYVANCIYIM TEN ALAMIYORUM, ÜRETEN DAĞLARI NAMEVCUT ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”

Sayın Tarım Bakanı diyor ki, ’20 yılda kerem şöyle oldu tarım böyle oldu’ rastgele karye hayvanını sattı Ekincilik Bakanım. Akşam Ezanı görüyoruz haberlerde etin, sütün, peynirin fiyatı kaç oldu. Ego hayvancıyım et birlikte alıp yiyemiyorum. Samanımı print çıkarıyorum, yemimi ağırlık çıkarıyorum. Bin dönüm köyde tarla yetmiyor dahi bitişik köylerden saman alıyoruz. Gözünüzü diktiniz Çambükü’ne, namevcut ediyorsunuz yeşil ırmağını. Doğayı yarattığınız mı var, ongun dikip baktığınız mı var? Allah’ın yarattığı üreten dağları yok etmeye çalışıyorsunuz.”

“BİZİM SESİMİZİ DUYMAMAK İÇİN SAĞIR MI OLDUNUZ, GÖZLERİNİZ GÖZSÜZ Mİ OLDU?”

“Bizim sesimizi duymamak üzere sağır mı oldunuz, gözleriniz kör mi oldu? Aylardır sesimizi afişe etmek için çabalar harcıyoruz, hayırdır engeliniz mi var bizi duymamak üzere? Kâfi çıktı sesimizi duyun. Peşkeş çekiliyor bizim topraklarımız tığ bu toprakları ektik biçtik ürettik, topraklarımızın içindeki ürünlerle gelişigüzel kazıdınız bıraktınız bibi bizi duymuyorsunuz. Tığ tarlamızda, bahçemizde hayvanlarımızla büyütmek istiyoruz. Biz cilt, benzin, yoğurt, peynir, tereyağı yapmak istiyoruz. Tığ bamya, kâr sunmak istiyoruz. Başka ülkelerden gelsin de yiyelim demiyoruz biz. Tığ zat vatanımızda, öz toprağımızda hatırlamak istiyoruz.”

“BİZ NEREYE EKECEĞİZ?”

“Sayın Valim, Amasya’birlikte ev karı gezip dertleri dinliyorsun evet, gelip de bizim bu memleketin dertlerini sebep dinlemiyorsunuz. Çambükü ile derdiniz hangi burayı misyon aldınız, buranın zoru ne size? Sebep bize elinizi uzatmıyorsunuz. şehremini kapına geldik başından mahrum. İki periyot sonralari geleceğim demiştin, neredesiniz? Biz yerimizi Organize Sanayi’ye vermiyoruz, gidin neresi müsaitse oraya yapın. Soruyorum size tığ devletimize milletimize ne yaptık? Biz ayrımsız yere bir madde ekemedik, soğan dikeceğiz şimdi bamya zamanı geliyor. Biz nereye ekeceğiz? Kadın bizi tıpkısı görün duyun. Eş görün bir bakın, bambaşka yerimiz namevcut burası var çabucak. Yetkililer aynı eş görün bizi.”

“65 YAŞINDAYIM BU SOĞUKTA EL BEKLİYORUM”

“65 yaşındayım 30 kesim hayvanım ahırda kaldı. Meralarımıza, toprağımıza dokunmayın. Kâfi bundan sonra biz burada nöbet bekliyoruz bu soğukta, karda, kışta. Sayın Vali gelsin birlikte görsün. Bugüne büyüklüğünde hiçbir ant gelmedi.”

“BU KİRAZ AĞACININ GÜNAHI SANA SORULSUN”

Dozerler yoluyla köklerinden sökülen kiraz ağaçlarının başında Amasya Valisi’ne seslenen eş: “Bu usul kaç senede toprağa köken veriyor? Bu kiraz ağacının günahı sana sorulsun, bu köklerin günahı sorulsun sana. Çocuklarımıza tek semere yedirmeye bire bir ağacımızı bırakmadın. Bizim köyümüz o büyüklüğünde uzakta değil, bize da gel köyümüz o büyüklüğünde ırak da değil, köyümüze bak bize bile semere dağıt.”

Share: