Ermenistan’ı kimler, ne kullanıyor? Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Azerbaycan’a saldırının perde arkasını açıkladı

2020’deki Azerbaycan- Ermenistan arasındaki cidal sonrası iki mevki ortada 10 Son Teşrin 2020’üstelik hazar anlaşması imzalamıştı. Anlaşmanın ardından bölgede sağlık sağlanırken Ermenistan’ın 12 Ilkgüz gecesi tekrardan Azerbaycan’a saldırması ile voltaj yükseldi.

Evet bu gerilimin perde arkasında kimler var? Hedeflenen ne? Bu soruların cevaplarını ASAM TÜRK DEGS Başkanı, Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’ya sorduk.

”TÜRKİYE’NİN EGEMENLİK HAKLARINA SALDIRI”

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Yunanistan’ın ve Ermenistan’ın saldırılarının arkasında KUL, Fransa ve Rusya’nın bulunduğuna ilgi çekti. Yaycı, ”En son Türk karasularında Yunan sahil güvenlik botları cirit atmış ve Palikarya kenar güvenlikli botları Türk angajmanlı gemiye Türk karasuları içerisinde silahlı mücadelede bulunmuştur. Hem Türk irade alanı içerisine kaldırmak alelacayip tıpkı hareketli. Hem birlikte velev ki uluslararası sularda olsun amma bu karasularındadır kim herhangi bir gemiye silahlı saldırış kabul edilemez. Rastgele halükarda Türkiye’nin buyruk haklarına işlenmiş bir saldırıdır.” dedi.

Cihat Yaycı

”TÜRKİYE’YE KARŞI BİR KOALİSYON VAR”

Yaycı, “Yunanistan’ın mail zamanda karasularını arttıracağı ihtimali vardır. Türkiye’nin de buna fiyat vermesi kaçınılmazdır. Yunanistan karasularını 6 milden 7 mile çıkardığı an Semavi Vatan’ın birlikte yüzdelik 13’ü Palikarya karasuyu oluyor. Ne erk olursa olsun kabul edemez, ettiği takdirde şehir ve sıra affetmez. Türkiye’ye alın ayrımsız kampanya yapılmaktadır. Belli kim sistem Türkiye’ye alın tıpkısı koalisyon halindedir” ifadelerini kullandı.

”ERMENİSTAN’IN DESTEKÇİLERİ AYNI”

Yaycı Ermenistan’ın ve Yunanistan’ın destekçilerinin aynı olduğunun altını çizdi. Yaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bu sırada Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması tek de rastlantı değildir. Zira destekçileri yine aynıdır. Bunlar ESIR, Rusya ve Fransa. Ermenistan’ın Kollektif Düzenlilik Anlaşması Örgütü’nü (KGAÖ) göreve çağırması, ayrımsız Yunanistan’ın yaptığının tıpkı benzerdir. ‘Yavuz hırsız, sülale sahibini bastırıyor.’ Hem saldırıyor hem bile Rusya’nın başını çektiği KGAÖ’yü olayın içerisine çekmeye çalışıyor.

”YUNANİSTAN’A KARŞI SAKLIK HALİNDE OLUNMALIDIR”

Ortada Şuşa Beyannamesi vardır. Bu beyannameye göre Türkiye ve Azerbaycan birbirlerine saldırıldığı dakika kendilerine saldırmış sayacak ve gelişigüzel karşı koyacak. Türkiye’nin burada ne yapacağı güç alçalma konusudur. Türkiye bildirge gerekliliklerini hesabına getirdiği takdirde KGÖA ile mi karşı karşıya kalacak? Türkiye’ye karşı büyük aynı oyun oynanmaktadır. Batıdan Yunanistan, güneyden Irak ve Suriye ile PKK, doğuda Ermenistan ve İran’ın birlikte on paralık birlikte arkadaş olmadığını ve Ermenistan’ı desteklediğini unutmayalım. Burada milli ve birlik içerisinde akıntı etmemiz gerekir. Şuşa Beyannamesi’nin gerekliliklerini elbette yerine getireceğimizi tartışmamız gerekiyor. Azerbaycan yalnız bırakmamalı amma Yunanistan’a cebin teyakkuz halinde olunmalıdır. Türkiye’nin sessizliği bunları kabul etmesi elhak Türkiye’nin zayıflaması demektir. Türkiye haklarını korurken Azerbaycan’a desteğini boşlama etmemelidir.

”ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER DERHAL DONDURULMALI”

Ermenistan’la ilişkilerinin dondurulduğunu Türkiye derhal beyan etmelidir. Ermenistan sınırında mayınların temizlenmesi nazik hatadır. Nerede mayın temizlediysek başımıza gelmeyen kalmadı. Suriye’bile temizledik ,PKK saldırıları geldi. İran sınırından ise yasa dışı göçmenler geldi. KGAÖ ülkeleri ile Ermenistan, Türkiye’ye hareketli birlikte yapabilir. Bu geveze Türk koridorunun açılmasına engel olmak ve Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi kesmek üzere yapılıyor. Burada Rusya ,DENIZ ve KÖLE Türk Birliği’nin oluşmasının karşısındadırlar. Bu saldırıların Türk Birliği’nin gelişmesi, büyümesi ve vücut bulması için işlenmiş olması dikkatlerden kaçmamasıdır.”



Share: