Kadınlar tarımsal üretimde elan çalışkan tekellüf kabul etmek istiyor

Dünya Avrat Çiftçiler Haset vesilesiyle gerçekleştirilen 1000 Dikici 1000 Bereket araştırması sonuçlarına bakarak; kadınlar tarımda aktif tumturak tartılmak üzerine alelumum tam özgüvene eş ve arzulu. Erkeklerden henüz üstelik kudretli olacağına inanıyorlar.

Her yıl 15 Ekim’dahi kutlanan Dünya Karı Çiftçiler Günü, kadınların kırsal ekonomideki dirimlik rolüne özen iletilmek üzere 16 Ekim Dünya Azık Günü’nden benzeri dönme ilk ilan edilmesiyle birlikte önem taşıyor. 1000 Çiftçi 1000 Artağanlık Programı ile çiftçilerin verimini ve refahını bırakmak, tarımda içtimai ve dijital dönüşümü katmak, sürdürülebilir ekincilik uygulamalarıyla natürel kaynakların korunmasına katkıda mevcut olmak amacıyla çiftçilerin beraberinde olmaya bitmeme fail Cargill bu güne özel bir araştırma paylaştı.

Program kapsamında KONDA ile geçen sene gerçekleştirilen ‘Çiftçinin Zihin Haritası’ araştırması, bu yıl tarım ve eş konularına akilane genişletildi. Zirai süreçte kadınların bittabi aynı racon üstlendiğinin ele alındığı araştırı kapsamında, 1000 Ekinci 1000 Bereket programına katılan 34’ü eş, 10’u karı mecmu 44 kişiyle telefonla ve devre içi ortamda görüşüldü. Sonuçlar, Türkiye’dahi kadının tarımdaki rolünün yeterince öne çıkmadığını, zirai üretimde özneden artış süreçteki takviye bukağılık kadar görüldüklerini ortaya koyuyor. Buna bakarak; 10-15 sene öncesine kadar tarlada henüz etkili olan kadınlar, âdem gücüne duyulan ihtiyacın azalması ve ekim sahalarının büyümesine tutkun olarak tarlalardaki etkinliğini yitirdi. “Teknoloji geldi, tarlalarda kadının yapacağı benzeri özdek kalmadı” diyenlerin sayısı arttı. Tarımın ocak içi nafaka tıpkısı faaliyetten para kazandıran ticari bire bir işe dönüşmesi sürecinde de tarlada kadının etkinliği azaldı.

Çiftçilik sülale işi sayılsa bile toplumsal eşey ilişkileri kadını familya içi rollerle tanımlamaya bitmeme ediyor. Karı-eş kıymet görülse de ekincilik erkeklerin işi olarak tanımlanıyor. Eş takviye bukağılık gibi görülüyor. Kadınların sezgisini önemseyen erkekler, düşüncesiz planda eşlerinin fikrini almaya ihtiyaç duyuyor.

Çiftçiliğin devamı ayvaz yavru üzerinden tasarlanıyor

Çiftçiliğin devamı ailede kız bala değil koca yavru üzerinden tasarlanıyor. Kız çocuğunun evlenip bakir ayrımsız ev kuracağı düşünüldüğünden, ilişkili tıpkısı meslek edinse üstelik aileye doğrudan katkısının olmayacağı düşünülüyor.

Kıyı bölgeleri ve Çukurova’de kadınlara inananların sayısı daha aşkın. Ayrımsız şekilde işin başına güzeşte kadınların “elan titiz, henüz sabırlı olacakları” üzere bu işi erkeklerden henüz gani yapabilecekleri düşünülüyor.

Kadınlar tarımda etkili azamet katlanmak konusunda genellikle yeterli özgüvene ehil ve hevesli. Hemcinslerinin bu alanda ruh gösterseler erkeklerden elan birlikte muvaffakiyetli olacağına inanıyorlar.

Teknolojik gelişmelerle kadınların tarlada emek pratiği az daha ortadan kalkıyor, hayvansal ürünlerin üretimi kadınların işi oluyor. Hayvancılıkla uğraşılan hanelerde kadınların üstündeki dara henüz bile artıyor. Yoğurt, peynir kabilinden hayvanca ürünlerin kadınlar tarafından yapılıp satıldığı bu evlerde hayvanların bakımı ve sağımı sırasında de kadınlar daha deli dolu alım çalım üstleniyor.

Hanelerin kendi üretimine müteveccih yapılan bahçeler, bostanlar ve buralarda yetiştirilen mahsulat da alelumum kadınların bakımı altında.

“Rençper üretmezse kimsenin karnını doyuramayız”

1000 Dikici 1000 Artağanlık’in şef çiftçilerinden Ahu Karaoğlan, İzmir’in Tire İlçesi’hangi mecbur Peşrefli köyünde istihsal yapıyor. 16 yaşında evlenen ve üç çocuğu olan Karaoğlan, oğluyla gelişigüzel mısır yetiştiriyor, bire bir zamanda büyükbaş hayvanları ile süt üreticiliği yapıyor. Karaoğlan, “Çiftçiliğin mesaisi hiç bitmiyor. Sabah erkenden başlıyorum, hep günüm tarlada geçiyor. Toprağı gübreliyorum, ekinlerimi arama ediyorum. Tek yersiz kalmıyorum” dedi.

Karaoğlan, “Yerey bizi binlerce yıldır besliyor. Hem biz hem birlikte ati torunlar amacıyla toprağımıza elan dolgunca bakmalı, kaynaklarımızı korumalıyız. Çokça istekle yapıyorum işimi. Maraba üretmezse kimsenin karnını doyuramayız. 1000 Dikici 1000 Bereket’e 2019 yılında katıldım, o günden bu yana şef çiftçilik yapıyorum. Daha öncesinde büyüklerimizden gördüğümüz kabil yapıyorduk işleri. Bu programla haddinden fazla özdek öğrendim. Katıldığım eğitimler çokça yararlı oldu. Dijital toprak analizinin çok faydasını gördüm. Topraktan sunma ferah verimi almaya başladım. Önceki dönemlere göre tarlamı elan ferah suluyor, elan akıllıca gübreleme ve ilaçlama yapıyorum” ifadelerini kullandı.

“Çiftçilikte birlikte karı olmanın zorlukları çok” diyen Karaoğlan, “İnsan ne açmak istediğini bilince ve azimli olunca karşısında hiçbir madde duramıyor. Yapamayacaklarını inandıkları için bu işten kavrayışsız duran çokça avrat var. Kadınlar adına kendimize daha fazla güvenmeliyiz” diyerek konuştu.

“Tarlada kalkmak beni elan özgürleştiriyor”

1000 Fellah 1000 Artağanlık’in sunu tendürüst eş çiftçilerinden olan İlayda Altıntaş, çiftçi tıpkı ailenin kızı yerine Eskişehir Çifteler İlçesi’ne sınırlanmış Dikmen köyünde doğdu. Altıntaş yavru yaşlardan itibaren haşır tevzi olduğu toprakla sıra geçirmeyi site hayatına yeğleme ediyor.

Osmangazi Üniversitesi Sanayi Mühendisliği bölümünde havai, Anadolu Üniversitesi Tarım Teknolojisi bölümünde nitelikli öğrencisi olan Altıntaş, “Okulum olduğu için şehirde de bulunuyorum amma şayet köydeysem bilcümle tarladayım. Evde traktörlere bakım yapılacaksa onları yapıyorum” dedi. Altıntaş, arazi için arkadaşlarıyla elan bir iki mesafelik geçirmekten birlikte hiç şikayetçi değil olmadığı belirtti.

Altıntaş, “Arazi benim için özgürlük söylemek Şehirde binaların ortada gitmek namına tarlada ayçiçeklerin beyninde başvurmak bana daha bağımsız hissettiriyor. Okulum biter bitmez köye koşacağım” diyor. 1000 Ekinci 1000 Artağanlık programının faydasını ise “Ayrımsız yıldır programdayım. Teknolojiyi az buçuk elan tarlalarımıza taşımış olduk bu programla. Temsil filiz uygulamasını bu sene ilk kez ektiğimiz mısırda kullandım. Mısıra çokça akarsu verdiğimi zannediyordum, uygulamadan baktığımda ise halen yeterli akarsu olmadığını gördüm. Geleceğimiz üzere tarımın, hayvancılığın bitmeme etmesi eşya. Rençper üretmezse yani zincirin başı koptuğunda devamı gelmez, atmak zorundayız” sözleriyle özetledi.

Sosyal medyada paylaştığı içeriklerle avrat çiftçilerin sayısının artmasına da katkı sağlamayı hedefleyen Altıntaş, “Kadınlar yapamaz gözüyle bakılıyor ama haddizatında cemi tersi. İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Antrparantez bir sloganım var, “Ojemi üstelik sürerim, tarlamı bile” diye. İnşallah elan çok kadını bu sloganla fethetmek istiyorum” dedi.

“Kadının elinin değdiği saha güzelleşiyor”

Ankara’nın Polatlı İlçesi’ne vabeste Uzunbeyli köyünde tüvana Ceylan Yağlıkara ise aslında uran mühendisi. 2016 yılından bu yana kanola ve ayçiçeği üreten ve karı mesleği çiftçiliği bitmeme ettiren eşine bindi olan Yağlıkara, Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünde serencam derslik öğrencisi.

Tarım mühendisliği okuyana büyüklüğünde tarımın mahdut yapılan ayrımsız gelişim olduğunu düşündüğünü söyleyen Yağlıkara, “İşin içine girdikten sonraları toprağın ne kadar haddinden fazla emek istediğini, işin haddinden fazla henüz korkulu olduğunu kavradım. Pandemi olunca hepimiz ilk sağlığımızı korumaya çalıştık, benzeri de gıdadan vazgeçemedik. Gıdanın geleceği bile tarıma tutkun. Bu yıl üniversitenin çiftliğinde staj yaptım. İlk o antlaşma temel anlamda toprağa değdim ve göz açım değişti. Toprağa değince dirlik buluyorsunuz. 3.5 yaşında kızımız var, şimdiden ona toprak sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Eşim bile ego bile işimizin devam etmesini istiyoruz. Bir Tane hayalimiz tarlalarda üretimi devam ettirebilmek” dedi.

“1000 Dikici 1000 Artağanlık sebebiyle temas şeyden önceki daha bilinçlendik” diyen Yağlıkara, teknolojiyi tarıma henüz çok bütünleşmiş girmek gerektiğinin altını çiziyor: “Babalarımızdan, atalarımızdan öğrendiklerimiz bittabi eke ama uygulayım bilimi her geçen gün tarımda daha fazla meydan buluyor. 1000 Çiftçi 1000 Artağanlık bize makul im kullanımını öğretti. Uydu izlem sistemi ile tarlaya gitmeden durumunu görebiliyoruz. Dijital yerey analizi yapabiliyoruz. Gerçekte antlaşma kayran şeyleri elan güdük sürede yapıyoruz ve sonunda aldığımız ürün bile artıyor.”

Etrafında çokça fazla karı fellah olmadığını belirten Yağlıkara, tarım vakit kaybetmeden kadınlara bırakılsa henüz dizgesel, daha bereketli istihsal yapılabileceğini söylüyor. Yağlıkara, “Esasen kadının elinin değdiği yer güzelleşiyor. Erkekler arasındaki rakiplik tarımı müstakbel götürmüyor. Kadınlar arasında oluşabilecek üretim rekabeti bizi henüz dolgunca yerlere taşır” şeklinde konuştu.

“Burası Rum, burada toprağın anne sahibi kadınlar”

Cargill Besin Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kurumsal İlişkilerden Mesul İcra Oturmuş Üyesi Dilek Örsel, kadınların tarımda sürdürülebilirliği sağlamada birlikte mehabetli nümayiş üstlendiğini söyledi. Kadınların punt verildiğinde herhangi bir alanda üretmeye bitmeme ettiğini belirten Örsel, Cargill yerine 1000 Dikici 1000 Artağanlık programı ile her ant karı çiftçilerin birlikte olduklarını vurguladı. Örsel, “Dikici ailesinde sosyal cinsiyet ilişkileri kadını aile içi rollerle tanımlamaya devam etse üstelik kadınlar tarımın görünmeyen gücü. Tarım geleceğimiz için hangi kadar yetişkin ise avrat çiftçiler dahi benzeri o kadar mefret. Toprağın asıl sahibi kadınlar, üretimin dal planındaki lojistiği bile, mahsulün konserve, salça, yoğurt gibi ilişik altın ve sürdürülebilir ürünlere dönüşmesini sağlayan dahi gene kadınlar. Sosyokültürel nedenlerden daha beş altı dolay plana çıkıyorlar belki ama bu işlere girdikten bilahare erkeğe bakarak henüz başarılılar. Tarımda kadınların güçlendirilmesi ülkemiz ekonomisine birlikte nazik yardım sağlayacaktır. Parçalanmamış eş çiftçilerin Acun Karı Çiftçiler Haset’nü kutluyoruz” dedi. – İSTANBUL

Share: