Samsun haberi | Zmo Samsun Idarehane Yöneticisi Akar’dan ‘Tarım Eş Kooperatifleri’ Değerlendirmesi: “Dışa Tabi Bayiler. En Üst Geldiğimiz Tabela Budur”

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Ekincilik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Umumi Heyet Üyesi Tasavvur Akar, ülkede tarım komutan kooperatiflerinin devletin desteğini çekmesi nedeniyle arıtma olduklarını ve çiftçinin teşkilatsız kaldığını belirterek, “Fellah bunları satamayınca tüccarın kucağına düştü ve sonuçta zaman geldiğimiz bekçi budur. Dışa bağımlı bayiler. en üst geldiğimiz resim budur” dedi.

Kültür Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Umumi Heyet Üyesi Misyon Akaret, TMMOB Samsun Şubesi’nde düzenlenen toplantıda; ülkenin tarım politikaları ve dışa tabiiyet konularında yemek yaptı. Akar, şu görüşleri dile getirdi:

” Türkiye’dahi 17 parça tarım eş kooperatifi var. Bu kooperatifler, fellah aracılığıyla müesses müstahsil örgütleridir. İki şekilde kurum yapar. Tıpkısı başıboş çevre alımı yapar, bir üstelik terviç alımı yapar. Bakın burada Fiskobirlik, bizi üstelik ilgilendiren ayrımsız gurur bizim burada, Fiskobirlik fındık alıyor mu? Yararlı, Arazi Mahsulleri Ofisi alıyor. Neden, devlet desteğini çekiyor. Ağız Ağıza politiktir. Hatta bunların bire bir kısmı arıtma edildi ve bunlar aldıkları ürünü ayrımsız dahi ekleme ayar haline getiriyorlardı. Değişik sanayi kuruluşlarıyla ortaklıkları vardı. Onları değerlendirip işlenmiş namına üstelik satıyorlardı. Bilcümle o fabrikaları ellerinden aldılar. Devletten alıyorlardı bu paraları, ululuk yerine gelgel yapıyorlardı. Ihtişam arkalarından çekilince çalım yapamadılar. Arıtma oldular, fellah teşkilatsız kaldı. Ekinci bunları satamayınca tüccarın kucağına düştü ve sonuçta bugün geldiğimiz dideban budur. Dışa tabi bayiler. en son geldiğimiz levha budur.

“MİLLİ GELİRİN YARISI TARIMA AİT”

İşlenen araziler 1927’birlikte 6 milyon hektar iken 1957’bile 30 yıllık zaman diliminde 21,2 milyon hektara çıkıyor. Yüzde 8,6’dan yüzdelik 30,7’ye çıkıyor. Ürün arazisi, 400 bin dönümden 700 bin dönüme çıkıyor. Ilgi arazisi 200 bin dönümden 900 bine çıkıyor. Zeytinlikler 500 binden 600 bine çıkıyor. İşlenen yerey zeytinlikler, meyvelikler bunların hepsi de 30 yıllık beş on diliminde artım oluyor bu ekincilik politikaları sonucunda. Efsanevi varlıklarına bakıyoruz. O ahit 29 ile 60 arasındaki 30 yıllık dönemde bakın koyun mevcudiyetinde 3.38’lik tekmil ayrımsız artış var. Keçide 2.21’lik ayrımsız artma var. Sığırda gine böyle 2.65’lik bir artma var. Bütün hayvan varlıklarında 30 yıl devir diliminde bütünü, yüzdelik 200-300 oranında artmış. Hem ziraat üretiminde hem hayvanca üretimde bir numara dönemde tahammülfersa tıpkı artış var. 30 sene içerisinde bu başarıdır. Tarımın sektörel kendisine payına bakacağız. 1927 yılı ile 1958 arasında ekincilik bağımlı göreceli kendisine azalmış ama esasen bile sunma şişman göz. Milli gelirin yarısı tarıma ilişkin. Henüz elan uran yıpranmamış oluşmaya başlıyor. Hizmetler yüzde 20-25 arasında amma yüzde 27 ile 48 arasında azalmasına rağmen 1958 senesinde hala sektörler içerisinde tarımın payı yüzde 50’ye mümasil. Mili gelirin yarısı tarıma ilgilendiren.

“5 YILLIK KALKINMA PLANLARI HAZIRLANDI”

Deminden ikinci döneme geçiyorum. İkinci dönüş 61 Anayasası’yla akseptans edilen planlı kalkınma dönemi başlıyor. 1963 senesinde Ululuk Planlama Teşkilatı (DPT) kuruluyor. 5’er almanak kalkınma planları hazırlanıyor. ve İktisadi Kerem Teşekkülleri de kuruluyor. Bunlarında finansmanını sağlayacak olan Ululuk Yatırım Bankası kuruluyor. Benim incelediğim 60 ile 80 arası dönemde 4 sunum 5 yıllık kalkınma planı hazırlanıyor. 63-67’birlikte bir numara 5 yıllık, 68-72 ikinci 73-78 üçüncü ve dördüncü 5 yıllık kalkınma planı dahi 1979 ile 1983 arasında. Bunları incelediğinizde beribenzer sektörel anlamda kalkınma planlarında sektörel anlamda masaya yatırmışlar, bölüm raporları var. ve o 5 yıllık dönemde bile sektörlerin nereden nereye gelebilecekleri planlanmış. Oradaki DPT’deki uzmanlar. 63-80 arası ikinci dönemde imdi modern girdilerle biz matbu, traktör ve tarımsal tarım ilaçları kullanmaya başlanıyor.

“EKSIKSIZLIK DERVİŞ DIŞA BAĞIMLI ARKAÇ GETİRDİ”

‘Üçüncü dünya ülkelerine, Latin Halkları Amerika ülkelerine, Asya ülkelerine, erke santralleri kuracağız, enerji yatırımları yapacağız. Şudur, budur’ diye bu ülkelere kredi çektirip kendilerine bağımlı ayla getiriyorlar. Pazarlarını ele geçiriyorlar. O ülkeleri manipüle ediyorlar. ve bizim başaramadığımız yerde, çakallar giriyor diyor. Çakallar dediği İran askerleri, Irak’ta olduğu üzere, Libya’bile olduğu kabil, tığ başaramazsak onlar dirimsel başarırlar onu birlikte benzeri alım satım haline getiriyorlar silah zoruyla. Tamam, bu adamı hatırlıyor musunuz? Eksiksizlik Mücahit, konuşu tetikçi. Hesaplı tetikçi, Acun Bankası Uzmanı, o ahit IMF’den takanak alacağız diye niteleyerek bunu gönderiyorlar ve bunu gönderirken birlikte diyorlar kim 15 günde 15 yasa çıkma, o yasanın biri duman yasası, birisi üstelik şeker hastalığı yasası. Ekonominin kendisidir bu kayırıcı ve başardı. Dışa tabi ayla getirdi. Elbette dışa bağımlı arkaç getirdiğini anlatacağım. Amerika’nın Seattle kentinde 1999 senesinde Acun Tecim Örgütü’nün 3. Balkanlar konferansında Bill Clinton, motamot şöyle diyor: ‘Acun nüfusunun yüzde 4’ünü oluşturan Amerikan halkı küresel düzeyde gelirin yüzdelik 22’sini elinde tutmaktadır. Dünya nüfusunun yüzde 96’sına ürünlerimizi satmaya devam etmezsek, bu sağlık düzenini kuramayız.’ Bunlar bu ürünlerini kime satacaklar? Bizim üzere ülkelere, bize amaçları bu pazarı ele eylemek. ve ele geçiriyorlar. İşte 2007 yılında kötü yasası çıkıyor. Esrar yasası çıkıyor Tekel elan önceki başfiyat verdiği alım garantisi yaptığı tütünü bundan sonra almıyor. Burada başfiyat açıklanacağı ant, hatırlayanlarınız vardır. Davullar zurnalar çalınırdı o Tekel’in uğrunda. Karadeniz Ekici Piyasası duman piyasası açılırdı. Ege bizden elan önceki açılırdı. Ege Ekici Tütün Piyasası ve çiftçiler dört gözle bu ekici piyasalarında verilecek başfiyatları beklerlerdi. Çap bu yasayla beraber, alımı bıraktı, sözleşmeli alıma geçti. Sözleşmeli dahi üretici, kiminle isterse onunla konvansiyon yaptı. ve ekinci, satamadığı için, veremediği için Tekel’e tüccarda almadığı için, yaman üretiminden vazgeçti. Tütün yasasından bilahare 2000 senesinde ekici sayısı 400 bin, 2020’dahi 60 bin yüzdelik 666 oranında azalmış. Teşrinievvel alanı, yüzde 315 oranında azalmış. Üretim yüzdelik 261 oranında azalmış.  Azalmaları görüyorsunuz resmi rakamlar. İl müdürlüğünün verileridir.

“LASO ATAN KOVBOY MARLBORO KAPAKLI İLKOKUL DEFTERLERİ DAĞITILDI”

Samsun’a bakalım, Samsun tütün yasasından sonraları Samsun’üstelik ebat daha yoğun. 50 bin ekici 3 bine inik! 50 bin kötü eken ev, 3 bine indirilmiş. Eksiklik 1666 oranında azalmış. Ekim alanları 23 milyondan, 3 milyona inik. Istihsal düşmüş.  Osmanlı döneminde tütün Osmanlı döneminin ihraç ürünüydü.  Ve o ürünlerin ihraç edildiği beş altı mıntıka var. Benzeri tanesi, bu havza ve İzmir, Manisa bölgesi oralardan ihraç ediliyor Osmanlı döneminde. Türkiye’ye oryant tütün kullanılan aynı yaman. Onu harmanlarda kullanıyorlar. Amma ondan sonraları uluslararası firmalar, halk attılar Türkiye’ye. Özal döneminde serbestleşme dönemini çokça bol hatırlarsınız. Marlboro firması hani laso atıyor evet kovboy, kapağında onun resmi olan defterleri ilkokullara dağıttılar. O kement atan kovboyun olduğu Marlboro’nun reklam olduğu o zamanlardan başladılar çocukların kafalarına çivi kadar çakmaya. O ilanlarla öyle anca bilcümle pazarları ele geçirdiler. Deminden Türkiye’de koca artmış sigara içen sayısı kalık. Düşünsenize sigara içen sayısı artıyor. Nereden geliyor tütün? Yaman Türkiye’da üretilmiyorsa, haricen geliyor. Hangi yaptık muamele haline geldik. Yıldızlı alışveriş, öz ürünümüzü satamıyoruz. Üretemiyorsun haricen getiriyorsun budur işe dışa bağımlı girmek. Bakın kötü ithalatına 2003-2020 döneminde 1,2 milyon titrem tütüne 6 bilyon 300 milyon dolar ifa yapılıyor.”

Share: