GENÇAĞA KARAFAZLI
Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü’nde, köylülerin mera alanlarına kombinasyon endüstri bölgesi (OSB) yapılmasına yönelik tepkileri sürüyor. İstimlak sürecinin peşi sıra Amasya Valiliği yoluyla köy halkına tahsis edilen 5 kilometre uzaklıktaki arazide protestolarına bitmeme eden Çambükülü kadınlar, tepkilerini ağıt yakarak dile getirdi.
Çambükülü ayrımsız karı, OSB yapılacak meraların kamulaştırma sürecinin peşi sıra Amasya Valiliği eliyle kendilerine tahsis edilen ve köye kısaca 5 kilometre uzaklıkta bulunan yıpranmamış otlak alanında şunları söyledi:
“Tarım Bakanı, tarımı çokça sunturlu anlatıyor ama tarımın ne olduğunu bilmeden anlatıyor. Tarım, yer, asıl demektir, savmak demektir, mesai demektir. Bu analar yıllardır bu toprakları ekiyor, biçiyor ki evlatlarına baksın, devletine baksın, devleti kalkınsın. Benim devletim diyor kim ‘İnsanı yaşat, cesamet yaşasın’. Tığ, devleti yaşatmak için uğraş ediyoruz, çalışıyoruz, üretiyoruz. Amma bizim köyümüzü, geldiler ortada olmaksızın, körlemeden karaladılar; yağmalama yaptılar. Devletimin askerini, evladını özlük analarına cebin adi kullandılar. Devletin askerini bize karşı dayatma yaptılar, özlük topraklarımızda. Kendi topraklarımızda bize ‘işgalci’ diyorlar. Bu toprakları yıllar evvel dedelerimiz düşmanlardan kazandı; bu topraklarda evlatları var olsun, eksin biçsin diyerek.
“BİRAZ BILE ÇİFTÇİNİN HAKKINI SAVUNUN”
Sayın Valim, bize verdiği toprakları gelsin görsün. Otluk bile değil, kumdan ibaret. Bu hayvanat orada pekâlâ yaşayacak? O insanlar o toprakları şüphesiz grup biçecek? Memurlara, amirlere zam yapıyorsunuz; elkızı tıpkısı birlikte çiftçiye bakın. Çiftçinin yemine, samanına, toprağına bakın. Çiftçilerin emeğine bakın. Biraz bile çiftçinin hakkını savunun. Biz birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Toprakta grup biçmezsen devletim ayakta duramaz, var olmaz.”
ÇAMBÜKÜLÜ YAŞLI KADINDAN AĞIT
Başka aynı köyle karı ise yaşadıkları mağduriyeti, Amasya Valiliği marifetiyle kendilerine tahsis edilen alanda yaktığı ağıtla anlattı. Yaşı eş, ağıtında şunları dile getirdi:
“Bana bu yetmiş yaşımda bu zulmü ki yaptı. Malım melalim içeride kaldı, kaldım buralarda. Altı yedi nüfusum evde matbu, kömüşlerim (camız) damda basılı. Aynı sürü kömüşüm, malım kaldı; deliler kabil yayıldıkları yere geldi. Mallarım damda kaldı; Sayın Valim de görsün, kibar üstelik baksın halimize. Görsün üstelik bize aynı umar versin.”
