Erdoğan: “Bizim bile Arz Kaba Şekilde Eleştirdiğimiz Stabil Haddinden Fazla Şiddet Olmuştur.

Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan, Mardin’da; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararı ile ilgili “Bu tartışmanın hangi bizimle ne şahsımla hangi milletimizle bire bir ilgisi yok. Çünkü laf, tıpkısı şahsın hakimlere hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkümiyet kararından ibarettir. Beyninde ne benzeri siyasal ağız dalaşı hangi ayrımsız düşünüm kavgası ne ayrımsız hizmet mücadelesi mevcuttur. Mahkeme kararının açıklanmasının peşi sıra söylenenlere, yazılıp çizilenlere baktığımızda, ayrımsız taraftan gülüyor, bir taraftan üzülüyoruz. çalkantılı tıpkı derinti lafın bittabi iddialı ve emin aynı şekilde anlatım edildiğini gördükçe gülüyoruz. Halbuki karşımızdaki tablo gayet nettir. Kardeşlerim, Anayasa’nın 138’inci maddesine bakarak, hakimler görevlerini özgür adına kanuna ve hukuka uygun şekilde yaparlar. Ben söylemiyorum. Anayasa’nın 138’inci maddesi söylüyor. Temas antlaşma söylediğimiz kabil mahkemelerin verdiği gelişigüzel kararı fora etmek mecburiyetinde değiliz. Bizim birlikte eleştirdiğimiz hem de yer sert şekilde eleştirdiğimiz metin çokça mahkeme kararı olmuştur. Ama bu kimseye hakimlere taşlama etme, murafaa kararlarını tanımama hakkı vermez” dedi.

Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan, Mardin’dahi; Mardin Derik Ovası Sulaması, Midyat- Nusaybin Yolu, Ömerli ve Dargeçit Doğalgaz Ita ile yapımı tamamlanan farklı projelerin dolgun açım törenine katıldı. Erdoğan burada şöyle konuştu:

“MARDİN HAVALİMANI’NIN ADINI MARDİN AZİZ SANCAR HAVALİMANI YERINE DEĞİŞTİRELİM”

“Kardeşliğin şehri Mardin’i, topluluk olduğu güzelliklerden kopartmak üzere haddinden fazla uğraştılar. Rastgele soy fitneyi, seçme çeşit fesadı, gelişigüzel çeşit baskıyı, değme makule zulmü denediler. Amma Mardin kim olduğunu katiyen unutmadı. Biz birlikte Mardin’i tek devir unutmadık. Bilcümle kalbimizde yaşattık, bilcümle bağrımıza pestil. Terör belasından kurtuldukça, potansiyelini harekete geçirdikçe Mardin’in birlikte bu altyapının hakkını vermeye başladığını görmekten birlikte memnuniyet duyuyoruz. Elbette bu süreçte, neler yaşadığınızı sunma gani sizler biliyorsunuz. Bu projeyle 14 köyümüze yayılan 94 bin hektarın üzerinde araziyi albenili hat sebebiyle her enerji gideri olmadan suyun bereketiyle buluşturduk. Böylece suyla buluşan arazilerimiz yılda iki kez ekilebilecek, dört ikmal aşkın tarımsal sağlık sağlayabilecek ve 9 bin kişiye ilave istihdam oluşturacak. Mardin ve ilçelerinde 1 bilyon 108 milyon lira yatırım tutarıyla ve aktüel rakamıyla 3 milyarı çok bedelle hayata geçirilen yüzlerce erke tesisinin açılışını üstelik buradan yapıyoruz.

Çevre ve şehircilikte TOKİ marifetiyle toplam 8 bin 907 konutunun inşaatını tamamlayıp türe sahiplerine doğrulama ettik. 690 konutun yapımı bitmeme ediyor. Akıbet kampanyamızla Mardin’birlikte 2 bin 550 hane daha düz yazı edecek, vatandaşlarımıza 17 bin 500 altyapısı amade müstakil ve yanında yer vereceğiz. Ulaştırmada Mardin’i kaç kilometreden devraldık biliyor musunuz? 29 kilometreden devraldık. Bölünmüş kat uzunluğunu toplamda 272 kilometreye çıkardık. Mardin Havalimanı’na, 3 milyon geçici kapasiteli yıpranmamış tıpkı terminal binası yaptık. Zaman gönlümden şöyle bire bir madde geçti: Mardin Havalimanı’nın adını ‘Mardin Eren Sancar Havalimanı’ namına değiştirelim. Akseptans edenler, akseptans etmeyenler; ittifakla kabul edilmiştir: Mardin Prof. Dr. Ermiş Sancar Hava Meydanı.

“AĞIZLARINDAN ÖZGÜRLÜĞÜ DÜŞÜRMEYENLERİN KÜRDÜ İLE ARABI İLE YIRLAMAK İLE SİZLERİ ESİR ETMESİNİN ÖNÜNE BİZ GEÇTİK”

2023 zaferinden sonra ülkemizi dünyanın arz balaban 10 ekonomisi arasına alay malay yükselteceğiz. Buna var mıyız? Buna amade mıyız? 2023’te sandıklardan da gümbür gümbür geliyor muyuz? Ego size inanıyorum. Size güveniyorum. Kardeşlerim, Türkiye’nin üstelik Mardin’in üstelik bugünlere pekâlâ geldiğinin genişlik yakın şahidi sizlersiniz. Yıllarca bu site, yıldırı örgütünün üzerine topladığı esmer bulutları cılk etmek için hangi mücadeleler verdi. Bu uğurda birçok yıllar yitirdik, birçok acılar yaşadık, nice yıkımlara maruz kaldık, birçok bedellere maruz kaldık. Hatırlayın, daha 7 yıl evvel Çukur Eylemleri ile Mardin’in ilçelerini yakıp yıktılar. Öyle mi? Mardin’e bu yıkımı yaşatanların derdi katiyen sizler değildiniz. Türkiye’yi çukura kakmak için tertemiz insanları koruyucu yapanların derdi katiyen bu ülke de değil. Bu ulus bile değildi. Kızıl kardeşlerim, onlar yıktı, tığ yeniden daha iyisini yaptık. Benim kız kardeşlerime, çokça çektirdiler. Hem ‘Kürdüz’ dediler, hem Kürt kardeşlerimi vurdular. Çukurlara gömdüler. Arabı ile Kürdü ile maalesef Ezidisi ile Yezidisi ile bilcümle mabetlere varana kadar yıktılar. Terör örgütünün Nusaybin’da, Dargeçit’te, Derik’te iptal ettiği caddeleri, sokakları, binaları yeni baştan biz düz yazı ettik. Derik’te kaymakamımızı bunlar martir etti. Günahı neydi? Sadece Derik’e bakım etmekti. Terör örgütünün kaynaklarını yağmaladığı belediyelerimizi yeniden sizlere bakım edecek kuzuluk biz getirdik. Ağızlarından özgürlüğü düşürmeyenlerin Kürdü ile Arabı ile Irlamak ile sizleri köle etmesinin önüne tığ geçtik. Lafa gelince kardeşlikten koku vuranların Müslümanı ile Süryanisi ile Ezidisi ile sizleri birbirine düşürme planını biz bozduk. İşte, sınırlarımızın çabucak ötesinde yaşananları strateji ediyorsunuz. Geleceklerini, bu milletin, bu coğrafyanın, sizlerin binlerce yıllık kardeşliğinde değil, binlerce kilometre öteden aldıkları emirlerde arayanların şüphesiz bire bir felakete kat açtıklarını görüyorsunuz.

“MÖSYÖ KEMAL, 6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU KONUŞUYORSUNUZ. BİZİM CİĞERİMİZ YANIYOR. O BİR ÖFKE, AYRI BİR BAHIS”

Bu topraklarda dinç insanların kanları üstünde kendilerine sultanlık düzeni ihdas peşinde olanların sergiledikleri kepazeliklerin rastgele gün bire bir yenisi ortaya saçılıyor. İşte, traksiyon bütçe müzakereleri bitti. Topluluk İttifakı 325 oyla muhalefeti tütün etti. Bu milletin evlatlarının canlarına ayn dikerken öz evlatlarını çekinmezlik ve gösteriş içerisinde yaşatanların mide bulandırıcı riyakarlıklarını anlatmaya gerek bile duymuyorum. Aslında bunlara sunu adamakıllı cevabı, evlatlarını yıldırı örgütünün pençesinden yetişmek talip Diyarbakır anneleri verdi. Mösyö Kemal, 6 yaşındaki çocuğu konuşuyorsunuz. Bizim ciğerimiz yanıyor. O tıpkı aci, ayrı aynı konu. 10 yaşında, 11 yaşında, 12 yaşında, 13-14 yaşında Çerağ’e kaçırılan o yavrular üzere bugüne kadar benzeri söz ettin mi? O yıldırı örgütlerinin taciz ettiği o yavrularıyla ilişik evet bir tüm kullandın mı? Diyarbakır annelerini ayrımsız musahabe ettin mi? Onlarla bire bir helalleştin mi? Intizar cambaz beddua. Ne diyor? ‘Helalleşmeye geldim’. Nereye? Eğer helalleşmeye gideceksen Diyarbakır’a git, Diyarbakır’a. Oradaki annelerle helalleş. Ama sen kiminle dirsek temasındayız. Hadep (HDP) ile. HDP ne hisse senedi yapıyor? Işık ile beraber gelişim tutuyor. Çırağ’e alın senin ciğerin yok, ciğerin. Tıpkı konu edemezsin…

Eksiklerimiz benzer, vardı. Hatalarımız dahi belki vardı. Amma biz bunların hepsini telafi ettik, aştık. Yaptıklarımız yahut yapmadıklarımızla ülkemize, milletimize beis vermedik. Karşımızda, iz ve bakım siyasetinde yarışabileceğimiz rakipler almak istedik. Bir Vakitler bu kıratta rakiplerle karşılaştığımız oluyordu. Maatteessüf, uzun uzun benzeri süredir biricik fırka faşizmi artığı tıpkı zihniyetin temsilcileri durumundaki tiplerle muhatabız. Ülkeye ve millete hizmet yerine soy ve içtihat istismarı dışında hiçbir müktesepleri olmayan bu karikatür tiplerin bir tane malzemesi hile, bühtan, çarpıtmadır.

“TARTIŞMANIN HANGI ŞAHSIMLA HANGI MİLLETİMİZLE BİR İLGİSİ BULUNMAYAN”

Akıbet günlerde ayrımsız murafaa kararının üzerinden koparılan fırtınanın gerisinde de ne var? Ayrımsız faşist basiret var. Esasta bu tartışmanın ne bizimle hangi şahsımla hangi milletimizle benzeri ilgisi namevcut. Zira bahis, bire bir şahsın hakimlere hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkümiyet kararından ibarettir. Beyninde hangi bir politik tartışma hangi aynı fikir kavgası hangi tıpkısı bakım mücadelesi mevcuttur. Duruşma kararının açıklanmasının ardından söylenenlere, yazılıp çizilenlere baktığımızda, ayrımsız taraftan gülüyor, bir taraftan üzülüyoruz. darmaduman ayrımsız güruh lafın elbet iddialı ve emniyetli benzeri şekilde anlatım edildiğini gördükçe gülüyoruz. Birileri özlük bağırsak kavgalarını, Bizansvari hükümdarlık oyunlarını bizim üzerimizden yürütmenin peşinde koştuğunu gördükçe bile üzülüyoruz. Halbuki karşımızdaki tablo gayet nettir. Kardeşlerim, Anayasa’nın 138’inci maddesine bakarak, hakimler görevlerini bağımsız milletvekili yerine kanuna ve hukuka akla yatkın şekilde yaparlar. Ego söylemiyorum. Anayasa’nın 138’inci maddesi söylüyor. Gelişigüzel zaman söylediğimiz kadar mahkemelerin verdiği gelişigüzel kararı beğenmek mecburiyetinde değiliz. Bizim dahi eleştirdiğimiz hem da sunu anif şekilde eleştirdiğimiz dokuz canlı çokça geçerlilik olmuştur. Ama bu kimseye hakimlere taşlama etme, duruşma kararlarını tanımama hakkı vermez. Bizim demokrasiye ve siyasetin meşru yöntemlerle yapılmasına olan bağlılığımızı kimesne sorgulayamaz. Hayatımız yasaklarla mücadeleyle geçtik. Çözümü baştan sona nerede bulduk? Millette bulduk, milli iradede bulduk. Milli iradenin gücünün dışında tek yerde çözüm aramadık.

“ORTADA ELAN BİTEN BİR YARGI SÜRECİ DA MEVRUT BİR YASAK BILE BULUNMAYAN”

Bugün da andıran seçimler amacıyla kendimize, milletin uğrunda vizyonlarımızı, programlarımızı projelerimizi yarıştırabileceğimiz bir rakip arıyoruz. Cumhur ittifakı olarak aylardır bunun çağrısını yapıyoruz. Buna karşılık kendilerine altılı masa diyen amma yanındaki yöresindekilerle kaç parça oldukları belirsiz olan ihtilaf cenahı karşımıza bire bir insan çıkartamadı. Masadaki herkesin kafasında benzeri ayrıksı hesabın, tıpkısı başka niyetin olduğu herkesin malumudur. Demin birileri, tıpkı murafaa kararını kulp ederek, masanın içindeki hesaplaşmayı bizim üzerimizden kendilerine çevirmeye çalışıyorlar. Bunun adı, tek öğür faşizmi. Ama biz bunu yutmayız. Bu, biricik öğür faşizmi artığı zihniyeti, milletimizi kendinden müstekreh riyakarlığı birlik olarak işte bu. Mertçe ortaya çıkıp çabalamak namına, bilcümle başkalarının sırtından erk rüyası rüyet hastalığından ayrımsız çeşit kurtulamadılar. Dün, darbeciler, vesayetçiler üzerinden milli iradenin arkasından dolanıyorlardı, bugün eğreti gündemler üzerinden aynı hesabı yapıyorlar. Halbuki ortada, elan biten tıpkısı hâkimiyet süreci dahi mevrut ayrımsız haram bile bulunmayan. Elan bu değişmeyen önceki İstinafa ardından bile Yargıtay’a gidecek. Şayet mahkemenin verdiği kararın eksiği varsa hatası varsa zaten oralarda zaruri düzenlemeler yapılabilir. Buradaki anne eğrilik yargıyla ilgili bire bir sürecin, altılı ganyan masanın kendi içindeki siyasal çekişmelerinin mezesi haline getirilmeye çalışılmasıdır. Bizi üstelik aynı oyuna aygıt etmeye kalkıyorlar. Kusura bakmasınlar. Tığ bu oyunun içerisinde meydan almadık, vadi almayacağız. Mardin’den tıpkı posta daha tekrarlıyoruz. Bizim amacıyla Cumhur Reisi adayının kim olacağı yetişkin değil. Halk İttifakı adayını açıklamış. Meydanlar birlikte aha arasinda. Gümbür gümbür sözünü söylüyor.

Avara kasnak kabilinden toplanıp toplanıp dağılmaktan apayrı iş yapmayan altılı ganyan masa ve ortakları, birbirine fiyaka atmakla uğraşacaklarına yürekleri yetiyorsa çıkıp adaylarını car etsinler. Ahmet, Mehmet, Mehabetli, Veli, Ayşe, Fatma fark etmez. Kâfi kim çıksınlar, çamura yatmadan ‘Bizim adayımız şudur’ ağıt cesaretini göstersinler. Tığ de yalınlık kiminle kapışacağımızı, kiminle anlayış yarıştıracağımızı, kiminle program, proje rekabetine gireceğimizi bilelim. Hangi 2014 hangi 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşımıza çıkardıkları adaylar hakeza ayrımsız albeni oluşturabildi. Olur, ezan okunuyor. Ben dahi ezanla birlikte sözlerimi noktalıyorum.”

Share: