Sosyolog Yokluk Palabıyık: “Türkiye, dünyaya facia ve sarsıntı sosyolojisi dersi veriyor”

Bitlis Muazzez Üniversitesi (BEÜ) akademisyen Sosyolog Prof. Dr. Yokluk Palabıyık, ülkemizde yaşanan nazik ve tahripkâr afetin sosyolojik boyutlarını değerlendirerek, ” Türkiye, dünyaya kıyamet ve deprem sosyolojisi dersi veriyor” dedi.

Sarsıntı bölgesinde olan Prof. Palabıyık, Türkiye’nin bilcümle dünyaya afet sosyolojisi dersi verdiğini, halkına sahip çıktığını, kimseyi açıkta bırakmadığını, bu büyüklüğünde büyük bire bir felakete rağmen tamam kurumları ile elinden geleni yaparak yaşanan kâh sorunlara karşın gücük sürede sahaya bilge olduğunu ve hiçbir ülkenin bu zümre tıpkısı felaketin altından kıytırık çarpık çurpuk kalkamayacağını rapor etti. Türkiye’nin yaşadığı yıkıcı afet sonrası göstermiş olduğu takat sınırı ile dünyaya ibret verdiğini söyleyen Sosyolog Kesat Palabıyık, “Sarsıntı bölgesindeyim, çok nazik aynı yıkım yaşandı. Değme meslekten insan burada ve gönüllü yerine ne yapabileceğine dayalı hem ceht gösteriyor hem dahi daha başka neler yapabileceğini sorguluyor. Madenciler, AFAD ve Kızılay ekipleri, UMKE görevlileri, jandarma, itimat mensupları ve çeşitli kamu kurumlarının görevlileri canla başla çalışıyor. Yollar bölünmüştü ve muvasala sağlanamıyordu amma devletimiz bodur sürede erişim sorununu birlikte çözdü. Yemeden Içmeden amme kurum ve kuruluşları değil AFAD ile organize olan STK ve tıpkısı fahri yapılar bile çalışmalara kümeli durumdalar. Yurt dışından değişik ekipler geldi ve benim olduğum yerde de çalışmalara katıldılar” dedi.

“Izzet ve millet kenetlendi”

Devletin ve vatandaşının bu süreçte kenetlendiğini tamlayan Prof. Dr. Palabıyık, “Depremin çabucak arkası sıra herkesten önce bir mekanda ve alanda kâin insanlar birbirlerine yardıma koştu. Ortaya sâdır oylumlu krizler var ve bu krizleri ihtişam ile ulus birbirlerine kenetlenerek aşıyor. Burada iki yüce pahal var, biri devletin mekanizması gayrı ise toplumun kültürel özellikleri ve kodlarıdır. Kerem, toplumunu ongun tanıyor ve cemiyet bile devletine güveniyor. Cumhurbaşkanının kıyamet bölgesine yaptığı ziyaretlerde de bunu gördük. Çadırları dolaşan Cumhurbaşkanı, depremzedelerle şahsen görüştü ve sözler verdi. Sonrasında kendileri ile görüştüğüm süreçte, depremzedeler Cumhurbaşkanının kendilerini mülakat etmesinden ve kendilerini görmesinden bahtiyar olduklarını belirttiler. Sahada olan bir liderin, halkından uzak olmadığını ve halkının yabancılaşma yaşamadığını bizler dahi gördük. Zira tam kesimler ortak bir noktada buluştu, bire bir yerden aşındırmak yediler ve bir yerlerde kaldılar. Muhtemeldir ki, kazançlı şartlar değişik olsa dahi hepsi ayrımsız anda üşüdü yahut ayrımsız anda açgözlü kaldı, kemirmek yedi. Bireysel tesanüt sosyal dayanışmaya dönüştü. Afet yerine gidenler canla başla çalışmaya yahut hiçbir özdek yapamasalar de erzak taşımaya devam etti. Devletin ve milletin ayrımsız araya geldiği bu tabloda, bilcümle Türkiye bile dualarını eksik etmedi” ifadelerini kullandı.

“Toplumsal medya hem kurtardı hem bile tahrik yaptı”

“Kriz zamanlarında en düğümlü konulardan birisi akıllıcasına bilgidir” diyen Palabıyık, şöyle devam etti:

“Akla Yatkın bilgiyi engellemenin hesabına teslim edilmeyen bilgiler ortaya çıkarılır ve böylece bilginin doğruluğu üstelik sorgulanmaz. Böylece akıllıcasına bilgiler kaybolur harcama. Özellikle Twitter ve WhatsApp gruplarından dolaşan bilgilerin yarısından dahası akla yatkın değildir. Fakat bu bilgilere doğruymuş kabil emniyetli zira akse dönemlerinde bilgilerin doğruluğunu sorgulayacak veya sorgulatacak antlaşma yoktur. Bunun için kurulan Dezenformasyon Başkanlığı üstelik bilcümle bu süreçle uğraş etmektedir. Alelhusus bulunduğum bölgede bu tür içtimai iletişim araçları alanlarından elde ettiğim toplumsal medya bilgilerinin çoğunun akla yatkın olmadığı gördüm. Sunulan adreslerde veya gıcırı bükme telefonlarda tek bedel alamadım. Bölgeye müzaheret getirenlerin bazıları AFAD hesabına kendilerine yersiz telefon numaraları ile çalıştıklarını ama arasında kaldıklarını anlatım ettiler. AFAD ve Kızılay ile gelişigüzel çalışan veya ayrıksı kamu kurumlarıyla birlikte debi fail STK’lar ise işlerini muvaffakiyetli dalavere ile namına getirdiklerini ve oldukça ihtiyaç sahiplerine ulaştıklarını ifade ettiler. Almak ki toplumsal medya hem kaos hem bile düzene entegre olabiliyormuş.”

“Türkiye mecmu anlamıyla dünyaya kıran sosyolojisi dersi veriyor”

Ülkemizin ve vatandaşlarımızın bilcümle dünyaya manalı tıpkı kıran sosyolojisi dersi verdiğini kaydeden Palabıyık, “Depremi azgın kılan bildirme balaban faktör tahripkâr yönü ile alay malay tedariksiz, aymaz ve örgütsüz yakalanmamızdır. Mekanların hatalı konumlandırılması ve seçme cins bedel sıfır durumun depremin acılarını derinleştirmesi da işin cabası oluyor. Bu kadar iri benzeri yıkımın olduğu bir proses namevcut ve ülkemiz canhıraş biçimde akılsız yakalandığımız sarsıntılar ile mücadele ediyoruz. Istirdat ekiplerinin bölge halkı ile kurduğu sargı ise berenarı fert benzeri proses içeriyor. Bütün onların öğretmenliği ile ilerliyor. Öğretmenlerimiz kurtarıcılar olunca gözümüzde kahramanlaşıyorlar, esasen doğrusu kahramanlar çünkü birey idare etmek üzere canlarını tehlikeye atıyorlar. Askerlerimiz, polislerimiz, AFAD görevlileri, Kızılay, UMKE yetkilileri, belediyeler, valilikler, STK’lar ve ayrıksı hep alp öğretmenlerle alay malay onların koordinesinde görev alıyoruz. Hangi kadar muvaffakiyetli ve yürekli olduklarına gözlerimiz ile şahitlik ediyoruz. Onlarla gelişigüzel kemirmek yiyoruz fakat çoğunun işini bırakmadığı için yemeklerini yemediklerine tanık oluyoruz. Uyumuyorlar, uyumuyoruz. 67 saattir çalışıyorlar ve belki üstelik 67 saat elan çalışacaklar. Anlıyoruz kim, topluma verdikleri atılganlık ve umum ile kurdukları ilişki ve bildirişim biçimi bildirme manalı sosyolojiyi oluşturuyor. Ülkemiz ve halkımız, bütün dünyaya manalı bir afet sosyolojisi dersi veriyor” şeklinde konuştu. – BİTLİS

Share: