Osmaniye’üstelik 1319 megavat yerleşmiş güce sahip hidroelektrik, sıra ve rüzgar enerji santralleriyle, yıllık 190 bin hanenin ihtiyacını karşılayacak neşelilik üretiliyor.
Çukurova’nın ekincilik ve sanayi kentlerinden Osmaniye, yılın balaban bölümünde sıra düz açık arazileri, rüzgar potansiyeline eş faziletkâr kesimleri ve akarsularıyla yenilenebilir erke alanında de öne çıkıyor.
Enerji alanındaki şirketlerin yatırımlarının arttığı kentte, 841 megavat gücündeki 21 hidroelektrik santrali (HES) faaliyet gösteriyor. HES’lerden elde edilen elektriğin 510 megavatı Berke, 138 megavatı ise Aslantaş Barajı’ndan karşılanıyor.
Osmaniye’nin cıvıltı üretimine 238 dönümdeki rüzgar erke santralleri (RES) 393,5 megavat, 4 bin 40 dönümü şamil sıra enerji santralleri (GES) bile 84,442 megavat oturmuş güçle yardım sunuyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen 1319 megavatlık bunaltıcı, taşıl yakıtlara talebin azaltılmasını sağlıyor.
Üretilen bu cıvıltı, 190 bin hanenin yıllık sayı farkı erke ihtiyacını karşılayacak düzeyde bulunuyor.
“Camekân gazının atmosfere salımı birlikte önleniyor”
Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, AA muhabirine, müstehase yakıtlara bağımlılığın azaltılması ve iklim değişikliği etkinlerinin hafifletilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarının aktif kullanımının ehemmiyet taşıdığını söyledi.
Enerji verimliğinin arttırılması üzerine herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
“Kasaba ve iklim dostu yenilenebilir erke kaynaklarının ülkemiz erke üretimindeki payını müzayede amacıyla Kasaba, Kentçilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüzce 4 bin 40 dönümü GES, 238 dönümü RES almak için toplam 4 bin 278 dönüm toprak yenilenebilir erke kaynaklarına dair üretime tahsis edilmiştir.”
Yılmayan, yenilenebilir enerjinin merdiven gazı salınımının azaltılmasındaki katkısına de değinerek, ” Türkiye’bile yenilenebilir enerji kaynaklarına dair 53 bin megavat yerleşmiş ancak yüzde 3’ü kentimizden sağlanmaktadır. Bu da yaklaşık 190 bin hanenin canlılık ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanabileceği, bu nispetteki tavhane gazının atmosfere salınımının önlendiği anlamına gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
